“Farklı türlerde birçok e-posta alıyoruz. Arkadaşlardan mesajlar, sosyal bildirimler, alışveriş ve teklif mailleri, aktivasyonlar, dekont mailleri ve daha fazlası. Bütün bu e-postalar bizim dikkatimizle adeta bir yarış içinde ve çoğu zaman yapmak zorunda olduklarımıza yoğunlaşmamızı daha zor hale getiriyor. Hayatımızı kolaylaştırmaları gerekirken tam tersi oluyor ve bazen e-postaların bizi, zamanımızı ve iş yapışımızı kontrol ettiğini hissediyoruz.
Gmail’in yeni versiyon gelen kutusunun altında yatan temel düşünce bu karmaşaya engel olmaktır. Bildiğiniz gibi e-postalar geldikleri an otomatik olarak birincil, sosyal ve tanıtımlar olarak üçe ayrılıyor.
Bir kullanıcı olarak, bunun gerçekten işe yaradığını söyleyebilirim. Bazı kullanıcılar, temelde pazarlamacılar, bu uygulaya çamur atmaya çalışsalar da, bu yapılabilecek en kolay şey. Birçok Gmail kullanıcısı bu uygulamanın üzerinde bile durmamış, sadece kabul etmiş ve sağladığı rahatlığın keyfini sürmeye başlamıştır. Düşündüğünüzde tanıtımlardan ve sosyal e-postalardan arındırılmış, irtibatta olduğunuz birincil kişilerden gelen mailleri toplu bir yerde görmek çok daha kullanışlı ve daha az yorucu.
E-mail pazarlamayı araç olarak kullanan bir şirket olarak bu yeni uygulamanın olumlu olduğunu düşünmemiz size garip gelebilir. Faydalı bültenleri ve promosyon kupon e-postalarını açmayı sevmiyor musunuz? Bu durum birincil sekmesinde olmayan her şeyi sadece silmek anlamına mı geliyor? Bu yeni gelen kutusu yapısı onlara bir göz bile atmayacağınız anlamına mı geliyor?
MailChimp’den Matthew bu sorulardan bazılarına cevap vermek için birtakım araştırmalarda bulunmuş. Şu ana kadar promosyon ve sosyal sekmesine konan maillerin açılma oranlarının düştüğünü ama bunun ciddi bir düşüş olmadığını dile getiriyor.
“Gmail 2013’ün 29 Mayıs’ında sekmeli gelen kutusu hakkındaki yazıyı bloğunda yayınladı. İlan edilmesinden bir hafta sonra, açıkçası maillerin açılma oranlarında artışlar gördük. Tabi ki herkes yeni oyuncakları sever ve gelen kutusunu değiştiren ekli uyarının, meydana gelen mail açılma oranlarının, o hafta gerçeği tam olarak yansıtmayan sonuçlar vermesi muhtemeldir. Sonuçları bu yeni oyuncak merakı etkisinden kurtarmak için, yeni konsepte ilginin azaldığı sonraki haftayı bekledik. Küçük fakat kesin bir düşüş olduğunu gözlemledik.”
Bazı pazarlamacılar, promosyon kutusuna düşen maillerin açılma oranlarındaki düşüşün farkına vardıklarından maillerinin birincil sekmeye düşmesini sağlamaya yönelik yollar bulmak için hemen çabalamaya başladı. Fakat, sizce de doğru yol bu mudur? Unutulmamalıdır ki, Google ne yaptığını çok iyi biliyor yani hangi postaların birincil sekmesine yönlendirilmesi gerektiğini, hangi postaların kullanıcı tarafından okunup cevaplaması gereken kişilerden geldiğini. Google’ı kandıramazsınız.
Peki şimdi ne olacak? E-mail pazarlama noktasında daha yaratıcı olma zamanı. Daha kışkırtıcı promosyonlar düşünme vakti. Okuyucularınıza gerçek bir şey önermeyen şeyleri asla göndermeyin. Uzun lafın kısası sistemi kandırmaya çalışmak yerine, onunla başa çıkmanın yollarını arayın, zaten o zaman Google sizin için sadece iyi bir araç olacaktır.